It looks like you are using an older version of Internet Explorer which is not supported. We advise that you update your browser to the latest version of Microsoft Edge, or consider using other browsers such as Chrome, Firefox or Safari.

Mevsimler ve MS

Mevsimler ve MS

Havadan bu kadar etkilenmek  sadece yaşlılara, romatizma hastalarına mahsus zannediyorduk MS olup havadan bu kadar etkileninceye kadar…

Soğuk ve nemli hava bir dert, çok sıcak başka bir dert. Nemli havalarda uyuşmalar artabiliyor, yorgunluklar artabiliyor. Ne sıcak ne soğuk istiyoruz. Nemli havadan korunmak gibi bir şansımız yok maalesef. Varsa da ben bilmiyorum, beni de bilgilendirin lütfen. Yağmur yağacağı zaman uyuşmalarım arttığı için önceden hissedebiliyorum ben. Bir de kaslardaki gerginlik spastisite öyle artıyor ki,  soğuk havada ben ayağımı bacağımı kaldırmak istedikçe sanki 10’ar kiloluk ağırlık yere bastırıyor. Bu hareketlerimizi zorlayan duyguyu bilen dost çoktur sanırım. Bu durumda yatağımda fizyoterapistimden öğrendiğim germe hareketleri çok yardımcı oluyor. Bu konudan da bahsederiz bence daha sonra...

Sıcak havalar bambaşka bir sıkıntı. Vücut ısısı arttığı zaman hem yorgunluk artabiliyor hem de varolan küçük sıkıntıları daha yoğun hissedebiliyoruz. Benim  ilk şikayetlerimden biriydi bu. Güneşte biraz kalınca bayılacak gibi bir his yaşıyordum hatta ailem hiç güneşe çıkmıyorum diye kızıyordu. 

Vücut ısısının artması herkeste olduğu gibi biz MS’lilerin de yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor. Ben bunu öğreninceye kadar ailemi ve arkadaşlarımı inandıracak bir açıklamam yoktu. MS tanısı alıp da bunu öğrendikten sonra çevremdekiler için de durumum daha anlaşılır hale geldi. Hal böyleyken tatil planlarını eylül ayına ertelemek, aşırı sıcaklarla baş etmede bir çözüm olabilir. Çünkü güneşten tamamen de kaçmamalıyız. D vitamini almak için güneşe ara ara çıkmamız gerekiyor. Fakat kızgın güneşte saatlerce kalıp kendimize işkence yapmaya da gerek yok. 

Hepimizin  sıcaktan korunmak için deneme - yanılma yoluyla bulduğumuz yöntemler var sanırım. İmkan dahilinde sıkça duş almak en  vazgeçilmezi. Öğlen saatlerinde güneşten olduğunca kaçınıyorum ben, su şişem yanımda oluyor; içmek ya da hafifçe yüzüme sürüp kendimi serinlemek adına. Evdeyken klima ya da vantilatöre yakın olmakta fayda var,  derece ve yakınlığınıza dikkat edip kendinizi hasta etmeyecek şekilde tabii ki.  Kıyafet seçimi de rahatlatıyor diye düşünüyorum, açık renk ve ince kumaşlar benim tercihim oluyor. Bir de el ve ayak bileklerini serinletince vücuda genel serinlik hissi daha çabuk ulaşıyor, bu da küçük bir öneri... Ve su  yine çok önemli. Vücudumuzu susuz bırakmamalıyız hem böbreklerimiz için hem diğer organlarımız için. Biliyorum ki mesane sorunları varsa su çok içilmiyor ama en azından evdeyken bunu telafi etmeliyiz. Bir de vücudumuzu susuz bırakmaktan kaynaklanan sorunlarla hiçbirimiz uğraşmak istemeyiz. 

Her insan sıcaklarda daha tahammülsüz oluyor, fakat farkettim ki biz MS’liler bu durumdan biraz daha fazla etkilenebiliyoruz. Sakinleşmek için eminim ki hepimizin bir yolu vardır, öncelikle bunun farkına varmalıyız. Sıcaklardan kimi suçlayabiliriz ya da biz sinirli olunca havada rüzgar mı çıkıyor ki? Sinir, stres kendi kendimize verdiğimiz sıkıntı oluyor sadece... Sakinleştiricimizi bulmalıyız.

Tabii ki bütün MS’li dostlar gibi benim de  en büyük dileğim aşırı sıcakların olmaması ve hafif bir esintinin hep olması.

 

Hayatınızda hep tatlı esintilerin olması dileğiyle...