It looks like you are using an older version of Internet Explorer which is not supported. We advise that you update your browser to the latest version of Microsoft Edge, or consider using other browsers such as Chrome, Firefox or Safari.

msli yakini olmak

Aile üyelerinden birinin MS teşhisi alması, bütün aile üyeleri için şok etkisi yaratan bir durum. Sarsıcı olması çok da normal; çünkü aile hazırlıksız olduğu bir durumla karşılaşıyor. 

MS teşhisi alan aile üyesi bu durumdan en çok etkilenenin kendisi olduğu düşüncesiyle genel olarak daha öfkeli ve daha sinirli olabilir. En çok da ailesinde onu kimsenin anlamadığını ve bunu bire bir yaşamayan birinin onu anlamayacağını düşünecektir. Anormal olan   yorgunluğumuz, bazen kelimelerle ifade edemediğiniz sıkıntılarımız var.  Parmak izi gibi olan
MS, her hastada farklı etkiler gösteriyor ve bazen biz MS’liler bile birbirimizin yaşadıklarını anlamakta güçlük çekebiliyoruz. Dolayısıyla MS’i hiç tecrübe etmemiş birinin bizi yüzde yüz anlayamaması çok normal. Öte yandan, aile dediğimiz birlik öyle iç içe ve sıkı bir etkileşim hali ki bu duruma kayıtsız kalmak imkânsız. Dolayısıyla MS’li yakınlarının da bu süreçten farklı şekillerde etkilendiğini unutmamak gerek.

MS tanısı ile beraber, ailede her üyenin yaşam şeklinde değişiklikler olmaktadır. Duygusal ve fiziksel yalnızlık, sosyal çevrede oluşan değişiklikler, ekonomik zorluklar, beraber yürütülen ve takip edilen doktor görüşmeleri, tedavi ve hastaneye yatış süreci gibi…

Hastalıkla mücadelede hasta, hasta yakını ve doktor bir ekip olarak bu yolda beraber ilerleyince süreç çok daha kolaylaşıyor. Aksi durum hasta için de hasta yakını için de çok yıpratıcı olabiliyor. 

Çevre, genelde daha çok hasta bireye odaklansa da hasta yakınının da yaşadığı ruhsal zorlanmalar olabileceğini göz ardı etmemek gerek. Hasta yakınları stres, ümitsizlik, artan sorumluluk, çaresizlik, kolay sinirlenme, korku, kaygı ve belirsizlik gibi ruhsal zorluklar yaşayabilir. Hele ki, hasta bakım hastası ise, bu zorluklar iki taraf için de daha da hissedilir olacaktır. 

Hasta yakını daha sabırlı daha güler yüzlü ve daha iyi oldukça bunun yansımalarını hasta da yaşayacaktır. Hasta yakını tükenmişlik durumuna girmemek için ve ruhsal zorlanmalarını azaltmak için küçük yürüyüşler yapabilir (kaygıyı azaltıcı etkisi ve hareket ederek kendi sağlığı için de bir şeyler yapmak için), düşüncelerinden ve kaygılarından uzaklaşabilecekleri hobiler edinebilir (boyama, okuma, yazma gibi…), sosyal çevresiyle iletişimi arttırmak için neler yapabileceğini düşünebilir. Ayrıca sağlıkları ile ilgili endişeleri olduğunda kendilerini ihmal etmemeli, her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak adına kontrollerini yaptırmaları kendilerini daha iyi hissetmelerine katkı sağlayacaktır. Yükümlülüklerini mümkün olduğunca azaltmak için neleri yapıp neleri yapamayacaklarını belirleyip, bunları diğer aile bireyleriyle de açıkça paylaşarak beraberce bir çözüm yolu bulmaya çalışabilirler. 

Hasta ile iş birliği konusunda da özenli olunursa, hasta yakını ve hasta arasında gerginlikler de azalacaktır. Hasta yakını olarak yardım etmek / destek olmak önemli; ancak bunu hastanın özgüvenini sarsmadan yapmak da bir o kadar kritik. “Sen yapamazsın, hastasın” gibi söylemler yerine daha cesaret verici ifadeler kullanarak, kişinin yardıma ihtiyacı olduğunda orada olduğunuzu hissettirmek daha etkili olacaktır.

Psikolog ve MS hastası Özlem Coşar