Başkalarının Beklentilerini Bir Kenara Bırakmak
“Başkalarının beklentilerini bir kenara bırakmak benim için harika bir dönüm noktası”
Bugün hiçbir şey yapmıyorum…
Bazı günler, vücudumun yapabileceği bir şey yok. Dün fizik tedavi için erken kalktım ve eve geldikten sonra evi temizledim, yapmam gereken tüm işlerimi hallettim ve akşam için kendime yiyecek bir şeyler hazırladım.
Bugünse zar zor yataktan çıkabildim. Dünkü aktivitelerden kalan yorgunluk, bugünün belirtileriyle birleşti ve beni resmen yerimden kalkamayacak hale getirdi.Ben, bir kronik hastalıkla yaşıyorum ve olup bitenlerin karmaşıklığını, her şeyi nasıl yöneteceğimi anlamak için mücadele ederken, bir taraftan da olabildiğince günlük hayatta yapmam gereken tüm işlerimi de sıraya koymaya çalışıyorum.
Çevremdeki insanların sebebini bilmeden, anlamadan bana verdikleri önerileri dinlemekten ve tekrar tekrar “Nasılsın, bir gelişme var mı?” diye sormalarından yıldım ve usandım. Benim halim olmadığını görmeleri bile onların soru sormasını engellemiyor. Bir de kendi aralarında “Aslan gibi çocuk.
Neden tam zamanlı bir iş yapamıyor da aylak aylak evde oturuyor?” diye aralarında konuşmaları beni kimsenin anlayamayacağı kadar üzüyor, strese sokuyor.
Geçen Cumartesi Can Bonomo konserine gittik. Tehdit edici bağırsak ve mesane problemleri ile gecenin ilk saatini lavaboyu ziyaret ederek, salonun koridorlarını arşınlayarak geçirirken, olumsuz bir durumun olmaması için dua ettim ve gerçekten hasta olduğumda ne yapabileceğimin endişesini yönetmeye çalıştım.
Harika bir şovdu; ama kendimi nasıl hissettiğimi gelin bir de bana sorun. Kendimi iyi görünmek için epey zorladım; çünkü tüm bu sıkıntılara rağmen, o gün kendimi diğerlerinden daha iyi hissetmem gerektiğini düşündüm. Ancak bu sefer de insanlar sosyal medyadaki fotoğraflarda gülen yüzümü gördüklerinde kendilerince nasıl yorumlar yapacaklar düşüncesi beni benden aldı. O gecenin benim için aslında ne kadar zor geçtiğine şahit olan sadece yanımda olan üniversite arkadaşlarımdı.
Tüm yetişkinlik hayatımı kronik bir hastalıkla yaşayarak geçirdim ve şu an 60'lı yaşlarımın ortasındayım. Yaptığım ve yapamadıklarım için özür dilemekten yorulduğum bir noktaya geldim. İnsanların hayatımın gerçekte kendilerinin yapabildiklerine kıyasla nasıl olması gerektiğini düşünmeleri yüzünden birçok hayal hayal kırıklıkları yaşadım, üzüldüm.
Neden onların istedikleri gibi olmak için uğraşayım ki?
Bu soruyu sorma noktasına gelmek bile benim için uzun zaman aldı ve dürüst olmak gerekirse, henüz o kadar da içselleştiremedim. Ben sahte bir “Polyanna” yaklaşımı uyguluyorum. Kendime başkalarının ne yaptığım hakkında düşündüklerinin önemli olmadığını hatırlatmak zorundayım; çünkü benim bedenimde yaşamanın nasıl bir his olduğunu sadece ben bilebilirim.
Bence başkalarının beklentilerini bir kenara bırakmak bile benim için harika bir dönüm noktası.
Yarın ne yapmak istediğime ve nasıl hissettiğime odaklanacağım ve kendimi güvensiz veya rahatsız edici hissettirecek durumlar ile zorlamayacağım. Gereksinimlerime saygı duyacağım ve vücudumu dinlediğim için kendimi suçlu hissetmeyeceğim.
Umuyorum ki aynı kararları siz de kendiniz için verebilirsiniz ve geç olmadan, çevrenizdeki insanların sizi olduğunuz gibi kabul etmelerini sağlayabilirsiniz.